Wednesday, January 30, 2013

Küçük Oteller Derneği Kurulus Basın Lansmanı, Armada Hotel,İstanbul,Turkiye


KÜÇÜK OTELLER DERNEĞİ KURULUŞ BASIN AÇIKLAMASI

2000’ li yıllarla birlikte, tüm dünyada bireylerin yaşam tarzları, talepleri, seyahat alışkanlıkları ve beklentileri, önceki dönemlere göre daha farklı bir yola girmiştir.   Yoğunlaşan  ve rekabet hızı artan iş koşulları, hızlanan iletişim, teknolojik imkanlar sayesinde öğrenme ve haber alma hızının son derece artması nedeniyle tercihler ve trendler,  insanların kendilerini daha iyi hissettikleri koşullara , ürünlere ve  mekanlara yönelmiştir. Seyahat trendleri de bu akımdan en fazla etkilenen alanlardan biridir.  Daha özeli ve kendine özgü hizmet ve ürünü arayan yeni tip bireysellerin tercihi de yerel  özellikler barındıran, kendini içinde özel hissedeceği, daha küçük ve sevimli otellere doğru olmuştur. 
Küçük oteller konusunda ülkemizin özellikle bazı bölgeleri,  örneğin İstanbul, Ege sahilleri, Kapadokya bölgesi gibi, daha yoğun olmakla birlikte, hemen hemen tüm illerimizde  artık özellikli küçük oteller bulmak mümkündür ve bu alanda yatırımlar da devam etmektedir. Türkiye’de çok nitelikli küçük oteller bulunmaktadır. Türkiye’ye gelen yabancı misafirlerimizin önemli bir oranı, küçük otellerimizi tercih etmektedir.  Bugüne kadar,  kendi kendilerine yollarına devam eden Türkiye  küçük otelciliğinin artık ciddi ve güçlü bir organizasyon altında  buluşmaları ve her anlamda dayanışma içinde olmaları için Küçük Oteller Derneği kurulmuştur.
Tüm dünyada internetin hızla yaygınlaşması ve böylece  insanların dünyanın neresinde olursa olsun, konaklayacağı otele doğrudan ulaşabilmesi  ve değişen seyahat trendleri küçük ve butik otelleri ön plana çıkarmıştır. Her ülke bu gerçekler ışığında bu tarz otelciliği geliştirmek amacıyla özel politikalar oluşturmaktadır. Türkiye olarak bizim de bu tür politikalar geliştirmemiz ve  geliştirilen politikaları istikrar ve birlik  içinde uygulayabilmemiz,   hem sektör  hem de Turkiye turizmi açısından önemli  faydalar sağlayacaktır. Bu birliği ve istikrarı sağlamak açısından Derneğimiz sektörde var olan  önemli bir boşluğu doldurmak üzere  kurulmuş olup,  bu amaç doğrultusunda önemli bir görev üstlenmiş bulunmaktadır.  Küçük oteller ölçeklerinden dolayı modern dünyanın getirdiği hizmet ve pazarlama standartlarını yakalamakta bazı zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Çoğu mesleğin dışından gelen, sevgi ve özveriyle işini yapmaya çalışan küçük otel sahipleri bu güçlüklerle mücadele etmekte çoğu zaman sıkıntılarla karşılaşmaktadırlar. Derneğin kurucuları olarak bizler; bir grup küçük otel sahibi ve işletmecisi,  ortak sorunların çözümünü, daha da önemlisi fırsatların ve potansiyelerin, hem sektörümüz ve hem de ülkemiz açısından doğru bir şekilde yönetilmesini,  birlikte  organize olmakta ve birlikte hareket etmekte görüyoruz. Bu derneği kurarken son derece katılımcı ve demokratik olmaya çalıştık.  Sektörde emek veren, konuyla ilgili olan birçok kişiden görüş aldık. Bununla da yetinmeyip yüksek katılımlı bir ortak akıl toplantısı yaptık. Oradan çıkan sonuçları Yönetim Kurulu olarak değerlendirerek Derneğimizin  “ Yol Haritasını” çıkardık.  Bunu ana hatlarıyla sizlerle paylaşıyor ve bu derneğin tüm yaşam evrelerinde aynı katılımcılığın ve çok sesliliğin devam ettirileceğini taahhüt ediyoruz.      



KÜÇÜK OTELLER DERNEĞİ AMACI

1.Türkiye’deki “Küçük Otel” algısını ortaya çıkarmak, bu algıyı güçlendirmek ve  Türkiye’nin turizm pazarlamasında  güçlü bir şekilde yer almasını sağlamak.
2.Yurt içi ve Yurt dışı sivil toplum örgütleri ile Küçük Oteller lehine işbirlikleri geliştirmek.
3.Küçük Otellere satış ve pazarlama desteği  vermek.
4.Yurtiçi ve yurtdışı turizm fuarlarına katılmak.
5.İlgili Kamu kurumları ile iletişimin yönetilmesi.
6.Hukuki konular, yatırımlar ve  teknoloji  konularında destek vermek  ve danışmanlık yapmak.
7.Lobi çalışmaları yapmak .
8.Küçük otelciliğe uygun  insan kaynağına  ulaşım desteği sağlamak.
9.Personel eğitimlerinde destek vermek.
10.Otel standartlarını yükseltmede akademik ve teknik anlamda destek sağlamak.
11.Küçük Oteller arasında  işbirliğini geliştirmeye  ve güçlendirmeye ortam sağlamak.
12.Bölgesel  olarak Küçük Otellerin örgütlenmesini sağlamak.      
13.Küçük otellere özgü “kalite Standartları” oluşturmak ve sertifikasyon programı uygulamak.
14.Satın alma platformu oluşturmak ve maliyet yönetimine katkı sağlamak.
15.Dünya ve Türkiye turizmindeki gelişmelerden üyeleri haberdar etmek.

KÜÇÜK OTELLER CAZİBESİNİN KAYNAĞI NEDİR ?



KÜÇÜK OTELLER CAZİBESİNİN KAYNAĞI NEDİR?

Muhakkak ki hepimizin seyahat deneyimleri olmuştur, gerek yurt içi ve gerekse yurt dışı. Konaklama sektörü içinde faaliyet gösteren bizlerin gözlemleri biraz daha mesleki bir bakış açısı içerir doğal olarak. Çok gezmiş görmüş yada bilinçli insanlar olarak, kendim de dahil, kendi ülkem ya da bölgem dışında bir yere gittiğimde “daha az turistik” ve hatta daha lokal yerlere, mekanlara, restoranlara gitmek isteriz. Bu eğilim bir zamanlar belki daha azdı ama artık sayıları giderek artıyor. Çünkü her daim resmini gördüğümüz, keşfettiğimiz yerler yanısıra bize daha cazip gelen şey; daha keşfedilmemiş, ortaya dökülmemiş, yerleri, kültürleri görmek, yaşamak, keşfin daha kalbine girmek isteğidir.  Lokal ve kültürel yaşamın cereyan ettiği en dip noktalardan birisi evlerdir mesela. İstediğimiz kadar bir ülkeyi tanımaya çalışalım, o yerin tipik kültürel ve insani yaşam biçimine ait kayıtlar evsel ortamlarda oluşur.
Bir  yere gittiğimizde o yeri büyük bir otelde konaklayarak gözlemlemek ile, daha lokal küçük bir otelde ya da evde misafir edilerek  gözlemlemenin farkı  büyüktür.
Buradan yola çıkarak şunu söyleyebiliriz; evet belki ev kadar olmasa da küçük oteller ülkelerin ve bölgelerin kültürel ve yaşamsal değerlerini çok daha başarılı bir şekilde içlerinde barındırırlar. Çünkü “standart olalım” dertleri yoktur, tek tip değildir. O bölge ya da ülkenin mimarisi, mefruşatı, objeleri, yemekleri, insanı, konaklayan misafirlere çok farklı ve yalın izlenimler verir. Samimi ve sahicidir. Bu özeli arayan bir seyyah açısından olağanüstü bir fırsattır.
Mesela ben bir deneyimimi aktarmak isterim. Halen Sultanahmet’te işlettiğim otel yaklaşık 80-90 yıl önce inşa edilmiş, içinde bilindiği kadarıyla hariciyeci bir aile oturmuş, tipik bir Sultanahmet evi.  Sultanahmet denince genel algı, “fazla turistik” tir. Ve öyledir de.  Ama yakın tarihinde, esnafıyla, hane halkıyla, okuluyla, hapishanesiyle bir yerleşim yeri olduğu da bir gerçektir. Dolayısı ile bizim otelimiz gerçekten  bir “ev”dir. Bazen, otelini “çok lüks” döşediğini  düşünen bazı otelci arkadaşlarımız- ki otellerin dekorasyon tarzına bir şey diyemem , her şey yapılabilir yeter ki ruhunu da koruyalım-  bizim otelimizin kendine özgü halini anlamakta zorluk çektiklerini gözlemledim. Ama müşteri memnuniyet oranı, onlardan geride de kalmamaktaydı.  Bizim otelimizin önündeki büyük incir ağaçları, mandalina mevsiminde dalları yere değen mandalina limon ağaçları, Marmara denizinin eşsiz ve sonsuz görüntüsü, aniden geliveren ezan sesi, sokaktaki fırından yayılan ekmek kokusu,  nereden baksan elinle tutacak kadar yakın görünen Sultanahmet Camiisi ve Ayasofya kubbeleri, sanki binalar ters yüz edilmiş gibi tuhaf bir şekilde her binanın tepesinde yer alan düzenli-düzensiz teraslar ve hatta olmadık yerde karşınıza çıkan tarihi dokulu duvarlar, İstanbul’un ruhuna dokunmak isteyen yabancı ve özellikle de batılı müşteriler için “her şeye değer “ bir ortam sunuyor.  Bu gözlemimi aktarmaktaki  amacım tabi ki kendi otelimi övmek  ya da değerli kılmak değil, ancak kendi kültürel yapımızı,  anladığım kadarıyla müşterinin gözünden yansıtmaya çalışmaktır. Yani özetlersek; mesele sadece masa sandalye yatak, mefruşat değildir.  Otellerin kültürel şeffaflık derecesi de bir o kadar önemlidir ve bizim gibi özellikli küçük otelleri “kalmaya değer” kılan öncelikli faktör  bence kültürel şeffaflıktaki başarılarıdır.Bunları bilmek  gayet güzel ancak, asıl sorun, hızla yükselen trendlerin yarattığı bazı olumsuzluklardan, hem global anlamda hem de ülkesel anlamda   kendimizi koruyabilmek,  ve hassas niteliklerin değerli kıldığı  küçük otelleri devasa bir “büyük otele” dönüştürmemektir.  Bu noktada Küçük Oteller Derneği çatısı altında toplanarak, her birimiz kendi özelliklerimizi koruyarak  ama birlik içinde,  “stratejik yürüyüşümüzü” daha sağlam ve bilinçli bir şekilde yapmak, sanırım hepimizin ortak faydasına olacaktır.

Bu arada, bir çok seyyahın görüşleriyle oluşturulan ve bir internet sitesinden derlediğim küçük otellerle ilgili çıkarımları çok kısaca  paylaşmak istiyorum;

1.Küçük otellerle, seyahatin özü yakalanır.
2. Küçük oteller her bir köyü, kasabayı, şehri ve bölgeyi, bir diğerine göre farklı kılar; keşfetmenin heyacanını yaşatır.
3. Lokal işletmeler, kazancın o bölgede kalmasını sağlar ve o bölge ekonomisine katkı sağlar. 
4. Küçük oteller kültürel değişime ortam hazırlar.
5. Küçük oteller çevrecidir. 
6. Küçük oteller,  yöresel  kültürü daha iyi yansıtırlar.

Küçük  Oteller Derneği’nin hepimize hayırlı olmasını diliyorum.
Adnan MORDENİZ
Genel Sekreter